15 Temmuz Kahramanlarına FETÖ'den ABD'den Yönelik Yeni İftira Kampanyası devam ediyor

FETÖ'nün medya yapılanmasındaki isimlerden biri olan Adem Yavuz Arslan, Amerika Birleşik Devletleri'nden Türkiye'ye karşı yalan ve iftiralarla dolu bir algı operasyonuna devam ediyor. Arslan, ABD'ye 2014 yılında "gazete temsilciliği" adı altında kaçmış ve Türk yargısınca "terör örgütü kurma ve yönetme" suçlarından aranmaktadır. Lüks bir hayat sürerken bir yandan da FETÖ'nün örgütsel faaliyetlerini yürüten Arslan, 15 Temmuz darbe girişiminde kahramanca mücadele eden ve bu olayları engelleyen Türk kamu görevlilerini karalamaya çalışıyor.

Arslan, 15 Temmuz darbe girişiminde başından vurularak yaralanan ve uzun süre 103 gün komada kaldıktan sonra yaşam mücadelesini kazanan TEM Daire Başkanı Turgut Aslan üzerinden yürüttüğü çirkin kampanyada, darbeciler tarafından vurulduğunu inkar eden ifadeleri basına sızdırmıştır. Aynı zamanda Özel Harekat Başkan Yardımcısı ve Aksaray'ın kahraman evladı Eraslan Er'in mücadelesi de fetöcü Arslan'ın iftiralarına maruz kalmıştır.

Öte yandan, 15 Temmuz gecesi yaşananlar ve ardından başlatılan yargı süreçlerinde darbecilerin yaptıkları ve kamu görevlilerine yönelik saldırıları Arslan'ın manipülasyonuyla farklı bir hale getirilmeye çalışılıyor.

Ancak, Jandarma Genel Komutanlığındaki olaylar ve darbe girişimi sırasında yaşananlar kameraların kaydettiği görüntüler ve Turgut Aslan'ın mahkemeye gönderdiği yazılı beyanlarla sabittir. Bu çerçevede, Eraslan Er'in koordinasyonundaki özel harekat polislerinin Jandarma Genel Komutanlığını darbecilerden temizleyerek, milletin huzur ve güvenliğini koruma çabaları göz ardı edilemez bir gerçektir.

Arslan'ın geçmişte medyada nefret söylemi ve kara propaganda yürüttüğü de bilinen bir gerçektir. Özellikle Hrant Dink suikastı sonrası kara propaganda sürecinde önemli bir rol oynayan Arslan'ın bu olaylar hakkında kaleme aldığı kitaplar da kamuoyunun dikkatine sunulmuştur.

Ayrıca, Adem Yavuz Arslan'ın mal varlıklarına, Dink cinayetiyle bağlantılı olarak yargılanan ve FETÖ mensubu olduğu belirlenen kamu görevlileriyle birlikte davada karar verilmesi sonucunda el konulduğu belirtilmektedir.